Hayat ellerinde bir uçurtmayken sıkı tutamamışlar vardır ya da kaçırmışlar. Tutunmayı beceremeyen sendin, kaçıran ben. Ve bilmeliydin bir şeyi yarım elde etmekten daha zordu onu kaybetmek. Gökyüzünde süzülüşünü izlemek...
2 Temmuz 2013 Salı
Yarım
Hiçbir cümlenin sonuna soru işareti koymadan, sorgulamadan, konuşmadan, nefes almadan beklerdin. Göz bebeklerin martılara yem olurdu yine ufuğu izlerdin. Sabrını bir tesbihin iki taşının arasına saklamış, dudaklarını bir an olsun indirmeden beklerdin. Ne uğruna? Neden? Sordular sana. Başını bile çevirmedin, gülümsedin. Kıyamet gibi inandın. Her gün damla damla tükendi umudun. Geçti zaman, acımadı. Acımazdı da hiç. Göğsünü şişirdin sigara dumanıyla, ona sakladığın ellerin havada kalamazdı daha fazla. Zar zor atan kalbinden bir tutam bıraktın o iskeleye, dönmeyeceğini bile bile. Şimdi martılar kadar hafifsin, özgür! Fakat bir şehir öteye bile gidemedin. Uçamadın, yürümek istedin sadece. Kaç yola girdiysen tepesi bulutlu bir yokuştu. Ciğerin yetmezdi dimi? Tıkanırdın yarıda. Baktın ufuktan bir ışık yok yattın olduğun yere sırtüstü... Yıldızları çektin içine karanlığın aksine. Kalbur bir ateist için ayet neyse "döneceğim" diyen oydu senin için. Beklemek sonunda vazgeçmeyi sundu sana. Daha kolay derlerdi, taşıyamadın. Farkettin ki her pazartesi başlayıp salı bozduğun diyet kadar basit değildi. Her gece bir umutla açtığın güneşlikleri sabahları kapatmak kadar kolay değildi. Atlamak için çıktığın o çatıdan bir sigara içip dönmek kadar da... İşte bu yüzden eksik kaldın ay yüzlü kadın. O çukurdan hiç çıkamadın, hiçbir şehri terkedemedin, hiçbir şiiri bitiremedin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder