22 Ocak 2014 Çarşamba


Kimi aşklar şiir yazdırır. Affet, ben hiç şiir yazmadım sana. Çünkü bilirsin, ayrılık öksüz bırakır beni, dizelere ayıramazdım seni... Çünkü ayrılıkla aşk örtüşmez birbiriyle, yakışmazlar. Uyaklı olmadı yine dilimden çıkan bir "kendine iyi bak"...Çok duyanlar çok söyleyenlerden iyi bilir, "seni seviyorum" arasında ulama bulamazsın. Aralarında kocaman bir boşluk nöbet tutar ve zaman gardiyanıdır ayrılığın. O gün gelir de işte; sen bir tarafa savrulursun, seviyorum çok daha uzağa... Maviler içinde bir gemi boğulurken yavaş yavaş, oturduğun bank kadar kırık olur için. Ruhun duyar çığlığı, sana susmak düşer.
Aşk uzatabildiğine bir cümleydi oysa... Noktayı koyduğun an mazi avucunda can çekişir, bütün amalar silinir. Sen hiç noktası olan şiir gördün mü? Sırf nokta koymamak için satır satır bölebilir misin özlemi? Bu cinayete girmez miydi? Keşke roman olabilseydik şu sonu üç noktayla bite fakat aslında bitmeyen. Dedim ki bir sürü noktamız olsun bizim fakat inadına büyük harflerle sevelim? Sonra? Sonra ayrılık fısıldadı kulağımıza, uyandık... Romanın sonuna dek vazgeçmeyen kız vardı ya hani? O olmaktan yoruldum ben belki. Belki de sen sevdiği kadın için her şeyi yapan o cesur adam olamadın. Nihayetinde ne dizelerimiz oldu bizim ne de üç noktayla biten bir romanımız. Bayat bir cümleydik öyle. Noktası  belirgin, yüklemi belirsiz... 
                                                                                                                                        22.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder