9 Kasım 2013 Cumartesi

Kaçmak cazip gelirse bir an nefes nefese yüreğine ve aldığın derin bir nefes için bir köşeye yığılıyorsan, kal, ne olur.  Kurtulmak için kaçan fakat ayaklarındaki zincirlerin sesine kulak vermeyen bir mahkum olarak konuşuyorum şimdi. Kulak ver sözlerime. 
Bir çift el, avuçlarında terliyorsa hatta yeri geliyor yanıyorsa, bırakma. Ellerinin üşüdüğünü bile bile tutamayan biri olarak konuşuyorum şimdi.
Birden boşluğa düşüyorsun bazen ya da zaten boşluktasın ve yeni açıyorsun gözlerini. Yüzün buruşuyor, kalbini tutuyorsun. Yapma. Gittiği rüzgarları doldur ciğerine ve sarıl son kez. Aynı boşlukta asılı kalmışken sana ulaşamayan biri olarak konuşuyorum şimdi. 
Geceler anıların rüyası, dünyası. Yelkovan ileri akıyor, zaman geriye... Kalkıp pencereye elinde kahvenle onu bekliyorsun. Özlüyorsun. Yapma. Gir o soğuk yatağa, şarkıyı kapat ve biraz uyu. Her gece yelkovana değil zamana aldanan biri olarak konuşuyorum şimdi. Dinle beni. 
Sabahları uykulu halinle kulaklıklarını takıyorsun. Bir şarkı çıkıyor ve geçiyorsun. Geçme, dinle. Gün geliyor her cümlesi, her "gitme"si ona götürüyor seni... Her bir şarkıyı gözlerim kapalı dinleyen biriyim şimdi. Bekleme beni.
Bazen sıfırdan başlamak kolay geliyor. Avuçların karalanmış sayfalarla dolu. Bunu da yırtıp atma, kalsın. Her gün önüne temiz bir sayfa açılan fakat inatla önceki sayfayı geçiren biri olarak konuşuyorum şimdi. Anla beni. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder